22 Mayıs 2010 Cumartesi

unutmasını bilen kadınları sevmek

Daldan dala konmayı, her çiçekten bal almayı daha çok kendimize hak olarak tanıdığımız için unutmasını bilen kadınları severiz biz.
Kan renkli gözyaşlarının damlayarak vicdanımızı karartmaması için tercih ederiz unutmasını bilen kadınları.
Ansızın bırakıp gitmelerimize daha kolay katlanabildikleri için seçeriz onları. Ve de kendileri bırakıp gittiklerinde, arkalarında bir enkaz bırakmayı kendilerine yediremedikleri için.
Bizleri olduğumuz gibi kabul ederek sevmeyi başarabildikleri için seçeriz onları.
Bir gün yolumuz kapılarına düştüğünde, o kapının suratımıza kapanmayacağını bildiğimiz için seçeriz unutmasını bilen kadınları.
Unutmanın bağrında affetmeyi barındırdığını bildiğimiz için tercih ederiz onları.
Bir kadın cesurca sevmeyi ve bu sevginin bedelini çoğu zaman göze alamayacağımızı bildiğimiz için severiz onları.
Sonuna kadar bağlanmak yerine kaçak güreşmeyi tercih ettiğimiz için yakın duruyoruz unutmasını bilen kadınlara.
Böyle davrandığımız içinde tuhaf bir oyun oynuyor bize hayat. Bir yandan unutmasını bilen kadınları tercih edip severken, diğer yandan unutulmaz olmak istiyoruz kadınların gönüllerinde. Ve hep görmezlikten geliyoruz bu yaman çelişkiyi.
Ve doyumsuz bir sevginin tadına doyamadan geçip gidiyoruz...

8 Haziran 2009 Pazartesi

iamx - my secret friend (türkçe çevirisi)

You have loved
sen sevdin
You were not alone
yalnız değildin

You have braved the weather
havayı cesaretle karşıladın
When the storm cut you to the bone
fırtına kemiklerine kadr kestiğinde bile
There was always shelter
her zaman bi sığınak vardır


My secret friend
benim gizli arkadaşım
I'll take you to the river
seni nehirlere taşıcam
My secret friend
benim gizli arkadaşım
We can swim forever
sonsuza kadar yüzebilriz


This time there's no code word
bu sefer şifrelenmiş sözcükler yok
When everyday frays in hollow ends
hergün boş sonlarla yıprattığında
Dream sweet ,love submersive
tatlı (düşle)hayaller kur, nazikçe sev

27 Mart 2009 Cuma

Bu Gece..

siyah istanbulun uzak manzarası ışıldayan ışıklar..
ışıklar sönmüş görünmüyor karşılar.
bir sis bulutu var çok yoğun.
senin olduğun yaka silinik suretiyle orda fakat görünmez oldu.
ışıklar söndü. sigaralar bitti. gözyaşları tükendi..
öyle ağır bir koku sanki burnumda.
yüzümde ifademin kırışıklığı..
gözlerde tedirgin gülümsemeler.
ince bir tını kulaklarımda bu çalan bizim şarkımız.
ağzımda hiç tatmadığım bir tat.
bu tadın adı ayrılık..
artık hissediyorum. "o" ayrılığın vahşi tadını..

Aşk'a Olan Aşkın Sonu

yokluğun boşluğunda ve huzurundayım bu gece
sen yoktun halbuki rüyalarımda
hatta sende yoksun düşüncelerimde,aklımda
sen YOKTUN aslında..
bir yokluğa sewdalanıştı benimkisi
olmayan rüyaların,olmayan prensesiydin
boşluğun içinde kaybolan yüreğim
üretiyordu seni sürekli
hayatın dar sıkı ve acımasız sokaklarında
gözlerimi bağladım yürüyorum!!
karşıma çıkan sende olsan
görmeyeceğim ,tanımayacağım seni
olmayan sen bedenimde çok iz bıraktın
öptüğün yerler hala kanıyor biliyormusun?
sen görmesende,senin olmadığına inanmasamda
ağlıyorum her gece boşluğa bakıp,boş gözlerle
yazılarıma bakıyorumda nekadarda doluymuşum aslında?
bomboş sandığım yüreğimi ne doldurmuş ki bukadar?
korkuyorum.ürküyorum.titriyorum yalnızlığımı yaşarken
elimden tutarsan öleceğim.bilmiyorsun bunu..
sorular sorular,soruNlar beraberinde..
kafamı kurcalayan milyon düşünce bulutu
nekadar garip değilmi bir anda farklı bi kişilik olmak?
nereye çekersen oraya gidiyorum tanrım dur artık..
her duygunun içinde biraz sen varsın aşk.
öfkeyle bile ewlendim gittiğinden beri..
hani idam masasından kurtarıcaktın beni?
hani orda ölen ben olmayacaktım?!!
yollar artık ayrılıyor bi yerlerde
bak tabela sonu gösteriyor artık?
o son'a doğru gidiyorum yavaş adımlarla...
artık ben yokum!!
sen yoksun aşk!!
sen benim sigaramdın...
çektim zehirlendim keyiflendim...
ve sen bittin...
ve ben bittim...

Yalnız Adam'ın öyküsü

yalnız bir adamdı o
kendince sorunlar içinde yüzerdi
onu unutanları umursamazdı..
onun isyanı yalnızlığınaydı

bir dost telefonu beklerdi
geçmiş zamanlardan gelen kareler aklındaydı
telefon masanın üzerinde..çalmadı hiç..
beklerken dahada kırılıyordu yalnız adamın kalbi.
duvarlarla arkadaş olmuştu yalnız adam.
yeni taşındığı evdeki eski ve dökük duvarlar..
soğuk duvarların hikayesi bitmiyordu
onlar anlatıyor o dinliyordu.

uzaklardaki bir dostu aradı yalnız adam.
umursamaz bir ses telefonun ucunda..
sesi titredi yalnız adamın..
kapandı yüzüne telefon.

kapıya uzun uzun dalardı yalnız adam.
uzak yakın farketmezdi
her an gelebilecek bir güler yüz beklerdi..
açılmadı bahçe kapısı hiç..

günler geçti çiçekler soldu
kar yağdı dağların tepesine
yalnız adam hep bekledi..

alacaklılar geldi bir gün kapısına.
uzun uzun çalındı yalnız adamın kapısı
kapı açıktı.. içeri girdi yabancılar.
yalnız adam pencere önünde öylece duruyordu.
kımıldamıyordu...
seslenmiyordu yalnız adam.
gözleri kapıya dalmış ruhunu azraile vermiştibeklerken uzakları,
bitmeyen bir ümitle..
bir ilk bahar sabahı öldü yalnız adam
cenazesini bir avuç alacaklı kaldırdı
kimsesizler mezarlığına götürüldü
son yolculuğunda bile yalnızdı
hep kapıya diktiği mavi gözleri
son yolculuğunda dahi açıktı
ve musalla taşına yalnız adam yazıldı..

.